22 Ağustos 2013 Perşembe

Dostum Hakan ile Yollarda

                3.Etaba gece start verdik. Hakan ile birlikte şimdiye kadar gece yolda olmamıştım ama o anda olay bir anda gelişti ve gece yola çıktık. Olimpos yokuşuna geldiğimizde Hakan'ın halini görmeniz lazımdı. Ama o da haklı şimdi adam hiç idman yapmamış; bir anda yola çıktı; bir anda fazla geldi derken sabah 6'da Olimpos yakınlarında kampı atıp uyuduk. Sabah 8'de güneşle uyandık. Uyanır uyanmaz Ankaralı bir grubun bize et yedirmesiyle başladı her şey. Sabah uykudan uyan hop et ye. Gün biraz sıkıntılı başladı. Aynı kişiler bizi yolda da gördü. 2 saatlik uykunun ardından rampalara devam... Ta ki Kumluca inişine kadar... Sonrasında bir anda kendimizi Finike'de bulduk.
                Ertesi gün yola çıktık. Demre'ye kadar yol sahilden kıvrıla kıvrıla gidiyor. Demre güzel ancak sonra Kaş'a doğru yine rampalar var ve ciddi rampalar. İşin ilginci biz yine gece yollardayız bu arada.Yani akşam üstü yola çıkıp geceye kalıyoruz. Demre'nin 11km yukarısında Orman işletmesinin yeri var; orada dinlenmek için durduk. Kalın burada diye ısrar da ettiler ancak biz devam edelim dedik. Sonrasında  30 km daha inişli çıkışlı yollar var. Sonrasında ne mi oldu? Opet'e vardığımızda Hakan da ben de bayılmıştık artık hehe :D
O yolda küçük küçük 3-4 tane köy var ve hiçbir şey yok. Öyle böyle çıktık yolu. Yine bir inişte baktım Hakan yanımdan hızla iniyor ama bayağı hızla. Ben 50 ile falan inerken Hakan uçtu yanımdan. Benim yanımdan geçerken de oğlum arkamda bir şey var beni kovalıyor demesin mi? Orada bir korku bastı bizi anlatamam :D Köpek olsa havlardı. Köpek değildi diyor ama ne olduğunu çözemedik. Sonrasında yol kenarında uzanıp dinlenirken yanımızda bir araç durdu. Ben hemen biber gazına yeltendim; ne olur ne olmaz. Ancak gelen insanlar bir şey mi oldu diye sormak için durmuşlar. Oradan da çıktıktan sonra köpek çiftliğinden geçtik. Yaklaşık 30 kadar köpek etrafımızdaydı hehe :D Hakan da ilginç. Benzinlikteki köpeklerle oyun oynuyor; gece hepsinden korkuyor. Neyse artık Opet'e vardık. Orada durumu anlattık; bize uygun kamp alanı gösterdiler. Yarın sabah buradan bir sallandınız mı Kaş'tasınız dediler. Çay ikram ettiler, biz de uyuduk. Ertesi sabah gerçekten öyle oldu. 11 km'lik iniş sonrasında Kaş. Kaş küçük ama turistik bir yer. Sevimli bir kasaba diyelim. Öğlen indik o yokuştan. Yemekten sonra bira içelim dedik ama o yorgunlukla bira da çarptı; mayıştırdı bizi. Daha gidilecek yol var artık düşünün Patara'ya gideceğiz.

                Yol üstündeki plajlarda yüzerek devam ediyoruz ama bir yer var ki off off dedik. Kaputaş Plajı... Öyle bir oluşmuş ki gerçekten çok güzel. Plaj dışında Dağ yarılmış; aradan yol var.

                                                                    Kaputaş Plajı                                                                           
               Devam edip Patara'ya vardık. Patara'ya uğramamızın sebebi ilk olarak Hakan'ın ev arkadaşı Doğan'ın orada kazıda bulunması; ikinci olarak da antik kent -arkeolojik sit alanı- olmasıydı. Bunun üzerine bir de mükemmel bir plajının olmasıydı. Orada konaklamamız için yeterince iyi sebeplerdi. Gece Doğan ile birlikte Medusa isimli bir barda takıldık
            Sabahına yeni arkadaşlıklar kurulmuştu bile. Bursa'dan gelen bir kaç arkadaş ile plaja gittik. Plajda incecik kum, alabildiğine uzanan bir kum var. Plajın bir özelliği daha var: saat 19.30'da insanları çıkarıyorlar. Jandarma geliyor. Nedeni ise caretta carettalar. Oradaki tabelada "saat 8'den sonra kumsal kaplumbağalarımızın" yazılmış. Öyle de bir özelliği var. Neyse biz antik kentten çıktıktan sonra tekrar yola çıktık. Durağımız Fethiye macera kampı. Tabi yol boyunca köylerde durduğumuz zaman sohbet etme imkanımız da oluyor genelde de orta yaşlı insanlarla. Söyledikleri şeylerden çıkan ortak kanı, çiftçiliğin bittiği oluyor. "Artık gençlerimiz buralarda kalmıyor; dilini geliştiriyor; işi öğreniyor turizm sektöründe kendini buluyor" diyorlar. Yavaş yavaş tarımı bitiriyor ülkemiz. Amcaları, teyzeleri dinledikten sonra yolda yine ender bulunan manava denk geliyoruz ve bir karpuz kesiyoruz oracıkta.
          Ardından da Fethiye'ye varıyoruz. Akşam çadırı kurduğumuz yer çok ilginç oldu. Yazımı yazmaya orada başladım. İki çocukluk arkadaşının Marina'daki sohbetini dinlerken... 3 günde 315 km pedalladı Hakan benimle. Yarın macera kampında dinlemeye başlarız dedim ve sabah yola çıktık. Fethiye'den Ölüdeniz'e çok sağlam bir rampa var. Yanımdan boş bisiklet ile bir turist geçince moralim bozuldu ama pedala devam tabi. Sonrası macera kampı... Biraz dinlence biraz da eğlence. Artık macera macera kampında devam ediyor. Gerisi bir sonraki yazıda. Sağlıkla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder