13 Temmuz 2013 Cumartesi

Erzurum-Ağrı-İshakpaşa keşif turu

               Erzurum' da Ilıca'da bir akşam kaldıktan sonra Ağrı'ya doğru yola çıktım. Peki Erzurum'da ne gördüm? Erzurum senelerdir dışarı göç veriyor. Bunu önlemek için şehirde sanayileşme sürecine girilmiş. Palandöken gibi bir tesis kurulmuş vs. ancak hala göç engellenemiyor. Artık nedeni aşırı soğuk iklimi mi dersiniz yoksa giden insanların anlattıklarıyla yenileri  mi gidiyor; yoksa bambaşka bir sebebi mi var; her zaman olduğu gibi sizlerin araştırmasına kalmış hehe.
              Ağrı'ya doğru yola çıktım. Pasinler Savaşı'nın gerçekleştiği Pasinler Ovası'nı  gördüm ve oradan itibaren artık farklı bir coğrafyaya girdiğimi fark ettim. Etrafta ağaca dair bir şey yok. Soğuktan yetişmiyor ki. :S
                            Bu bölgeye geldiğiniz zaman buralarda neler olup bittiğini hissetmemek zor.
              Sonra yolculuğa devam ederken yükseltinin farkında değildim ta ki bu geçide gelene kadar.
                                                     Artık zorlu yerlerin habercisiydi bu rakım.
                 Ardından kendimi Ağrı'da buldum. Üniversite'den arkadaşım İsmail karşıladı beni. Her zamanki güler yüzüyle kanka hoş geldin dedi:D Okuldayken geleceğim dediğinde sende o kararlılığı görmüştüm; geleceğini biliyordum dedi :D Bu kararlılığı gören sayılı insanlardan kendisi. Akşamı onların evinde geçirdikten sonra ertesi gün beraber Doğu Beyazıt'a İshak Paşa Sarayı'nı görmeye çıktık.
             İşte İshak Paşa Sarayı... Ancak saray deyip geçmemek lazım; bu sarayın da bir hikayesi var: Dönemin paşasının kızını Ağrılı bir çoban Ağrı Dağı'na kaçırır ve bir daha geri dönmezler. Bunun üzerine paşa sarayı öyle bir yere inşa eder ki Ağrı Dağı görünmesin. Gerçekten de İshak Paşa Sarayı'ndan Ağrı Dağı görünmez. Bunun yanı sıra saray, o dönemde görülmemiş bir tesisat ile donatılmıştır. Peki nedir bu tesisatlar?
                            Kanalizasyon sistemi. Bunu bulabilmek için sarayda taşları sökmüşler.

               Kalorifer sistemi. Düşünün o dönemde bunlar o sarayda mevcut. Hangi dönem peki? Araştırmak yine size kaldı :d
                                                   Harem odalarını da unutmamışlar tabi hehehe :D
               Tüm bunlardan sonra öğrenilmesi gereken bir şey daha var: Leyla ile Mecnun'un hikayesini hepimiz az çok biliriz ama Doğu Beyazıt'ta bir yer var; "Keşişin Bahçesi" işte bu nokta önemli bir nokta. Fotoğrafını maalesef çekemedim ama hikayeye göre Leyla'nın babası olan Keşiş, Mecnun'dan  kızını kaçırıp Doğu Beyazıt'a kendisinin ve ailesinin kalacağı özel bir bahçe yaptırıyor. Mecnun Leyla'yı burada buluyor ve Leyla burada Mecnun'a aşık oluyor.
              Gezilip görülen bu yerlerden sonra benim tekrardan yola çıkma zamanım geldi. Sonraki durağım Erçiş. Depremden sonraki son duruma bakmaya gidiyorum.
Sevgiler,saygılar...

4 yorum:

  1. Göçün gerçek sebebi nedir Tolga? Gençlerle konuşup bu konuda fikirlerini öğren. Birde büyüklerle konuş aile çocuklarından ne istiyor.?

    YanıtlaSil
  2. abi coğrafyasi itibariyle sürekli istilalara uğrayan bir şehir bu yüzden kalıcı bir yatırım söz konusu olmamış sürekli orada bir amcayla konustuğum bir sohbetten bunlar.sonrasında devlet ve şehirin ileri gelenleri bunu engellemek için spora önem vermeye başlamış insanlar buradanda para kazansın diye ama şehirin temel geçimi hayvancılık giden insanlarda geriye dönmüyorlar bu şekilde erzurum sıkıntıda şuan bu sporlar kıs sporlarıyla toparlanma çabalarında şimdilerde

    YanıtlaSil
  3. Geçen yıl pasinlere bisikletimle gitmiştim , ağrı henüz kısmet olmadı bakalım :) Şunu merak ediyorum ben tur yaptığım dönemde pasinler civarında beni en az 10 köpek kovalamıştır :) Hiç böyle bir anın olmadı mı :)??

    YanıtlaSil
  4. dağ başında hayvan sürüsünün çoban köpeği ise tahlike arz eder onun dışında köpeklerden yana sıkıntım yok.Elbette çıktılar karşıma ama ben durdum sevdim onları sonra yoluma devam ettım bazende seslenerek geçtim yanlarından :D anlaşılan sende adrenalin yükselmiş oralarda hehe :D

    YanıtlaSil