10 Ekim 2018 Çarşamba

Yalnızlanmayı Hatırlamak

    Linux yaz kampı benim için hayli yorucu geçti.Şöyleki sabah 9:30 derse gir akşam 21 de çık alışık olduğum bir tempo değil.kampa bisikletim ile gittim sonrasında 2013 te kalan turu tamamlamak için.Kamp bittikten sonraki amacımda aynen öyleydi Bolu'yu gezip Ankara yolunu tutmak.Yedigölleri göreyim dedim çıkamazsın dediler güldüm yola devam ettim.Güzel tırmanış var Hakkı'nı vereyim lakin çıkamazsın falan dinlemeyin çıkılıyor.vardım yedigöllere şahış 4 lira ama beni görünce geç dediler.indim çadır Kuran insanların yanına sordum ücretlimi kamping evet dediler gecelik 25 lira 2 alan var kurulacak diye eklediler.duş elektrik hiç biri yok tabi Bi tuvalet yapmışlar Hakkı'nı yemeyelim.Tolga kampa para verir mi hayır vermez.yokuş aşağı saldım gidiyorum ana birde baktım milli park bitti.ola ne oluyor derken Bi alan buldum çadırı kurdum.Yemeğimi yedikten sonra milli parka yürüyeyim bilgi alayım dedim yarın nereyi gezmeli vs vs diye.yürümeye başladım lakin çok inmişim farkında değilim 5 km kadar inmişim.yürüyerek 5 km çıktım vardım kamp alanına birine soracağım ama gözüme kestirmeye çalışıyorum derken uzun saçlı Bi eleman oturuyor ailesi ile aha dedim anlar beni gittim sordum.Gidip sormam ile başladı muhabbet.taylan da bisikletçi çıktı ailesi ile dinlenmeye gelmişler buraya.



       Çetinkaya ailesi ile ufak bi yürüyüş yaparken

tanıştık kaynaştık derken hava karardı aşağıya 5 km daha yürüyeceğim hemde o kadar pedal çevirmenin üzerine bunlar.korkarsın korkmam derken yürümeye başladım.Hava zifiri karanlık elimde ışık var ama güçsüz neyse Bi viraja geldim çat çat sesler gelmeye başladı baktım iki göz parladı çakaldur dedim ama endişelenmeye başladım.Bir süre sonra koşmaya başladım koştukça adrelanin artmaya başladı tabi soğuk soğuk terlemeyede başladım 3km falan koştum çadıra geldiğimde sırıksıklam olmuştum.vucudum yorgunluktan ölüyor ama tabi duyduğum sesler ile irkiliyorum.uyku tutmadı tabi sabaha doğru uyumuşum biraz.sabah aynı yolu bisiklet ile çık ama her yerim ağrıyor.Bu arada kendi bisikletim abim ile beraber Karadeniz turunda olduğu için bisikleti Sinan'dan aldım.Pedli taytım yok kıçımda brooks a alışmış ağrıdan kıvranıyorum.bütün eklem yerlerim ağrıyor yürürken zorluk çekerek Pisagor ağacından anıt çama seyir tepesine hepsini gezdik.sonra çadırımı almaya Taylan ın araba ile gittik dünden sonra güvenli Bi uyku çekeyim yarında birlikte kahvaltı yapıp yola çıkarım diye düşündüm öyle de oldu.Sabah güzel Bi kahvaltıdan sonra düştüm yola.Taylan ve ailesi özellikle sıdıka abla yemekler için teşekkürler.Mengene gidiyorum diye çıktım dere boyu devam ediyor yol.stabilize ama tatlı yol.Tam Mengen Devrek yol ayrımına geldim ve durdum acaba Ankara ya mı döneyim yoksa Karadeniz sahilinde kalan bisikletim ile geçmediğim Zonguldak'a mı geçeyim.Kararı gidonum verdi dere boyu Devrek e doğru gitmek istedi ve pedal döndü.Linux yaz kampından bahsetmiştim en başta oradaki hocamız Şenol hoca Devrek li hemen aradım hocam Devrekteyim nereye çadır kurulur diye lakin sağlıklı Bi bilgi alamadım.Sonra UMutu aradım yine Mersin de bolkarlarda tanıştığım bisikletli bir arkadaşım.Dedi ben Kocaeli'ndeyim ama dur bizimkileri arayım bize git yatağımda yatarsın😊 Babasının numarasını attı evi tarif etti bende gittim.babası Kemal amca karşıladı beni.Güleryüzlü misafirperverliği ile önce duşu gösterdi sonra kahve yaptı yemekti derken demesin mi ne zamandır rakı içmiyorum.Hemen Bi Koşu gidip aldım rakıyı.Sonrası iyilik sağlıktı.Ertesi sabah erkenden ayrıldım.Kemal amcadan giderken baston iliştiriverdi Nasıl yaptıysa bilmiyorum amma aldım.Madenlere gidiyorum Zonguldak 'a.Merkeze gelir gelmez soluğu TTK(Türkiye Taş Kömürü Kurumu)da aldım.Madene girmek istiyorum dedim.Mümkün değil dediler şuan ohal var resmi yazılar zaten seni uğraştıracak.Önceden sorumluluğun kendine ait olduğunu anlatan bi kağıt imzalayıp giyebiliyormuşsun yalvar yakar yok olmadı.Sonra dedim madene gideyim orada sanşımı deneyim.Kozlu maden ocağına pedalladım kapıda anlattım durumu yok ttk yazı versin ben indireyim hatta çalıştırayım seni dedi.Yine olumsuz cevaplar ile geri döndüm merkeze bari denize gireyim dedim.Aldım bi iki bira indim sahile günün yorgunluğunu atıyorum napayım diye düşünüyorum.Cebimde bi yol param var kafamda karadeniz sahilindeki iller.Hani vardır ya bilirsiniz kuzen ama böyle en iyi anlaştığın kuzen hemen aradım böyle böyle bana biraz destek olur musun?Tamam ulan benim içinde gez demedi tabi.Yol paranı göndereyim gel Dedi.


 

Kemal amicam ile bi ufak içerken

     Sonra soluğu Kastamonu da aldım 😬.2013 te turda Antalya da tanıştığım Ankara da görüştüğümüz Leyla Kastamonu' da işe başlamış.Hop ne dersin Kastamonu vakit kalırsa Sinop Karadeniz sahili biter çok hoş.Evinde ağırladı bi güzelde rehberlik yaptı bana.Çıktım yola önce Daday ilçesine girdim Azdavay yolu yokuş ormandan geçeceksin geceye kalma dediler.Demeye kalmadı yağmurda peşine geldi.şimdi abimin turu için eşyalarımı ona vermişken kalan eşyalar ile derme çatma yola çıktım çokda eksiksiz değilim ama birkaç şey eksik.Zaten Bolu'dan Ankara'ya geleceğim diye hesaplarken ince bi tulum ile çıktım yola.Leyla tulumumu al Ankara'da paslaşırız dedi bende onayladım hemen.Tulum o gece işe yaradı ama geceye gelmeden daday Azdavay yolunu anlayayım biraz.Yanımda sayaç olmadığı için ne kadar pedalladım vs bilmiyorum ama eğimi %5-10 arasında değişen iyi bir tırmanış var.Spd nin eksikliği yine hissedildi tabi.Totomu hiç hesaba katmıyorum bile.neyse biraz tırmandıran sonra önce terkedilmiş bi hastane çıktı karşıma.Zamanında açılmış verem hastanesi.Kapısı açık bi kampüs oluşturulmuş.Kelebeğin rüyası filmindeki hastaneye benziyor.Girdim içeri bisikletim ile binaların camları kırık herşey dağılmış falan ürperiyorum tabi havada kararmak üzere.Kampı buraya atayım mı atmayım mı gezerken düşünüyorum.Ormanın ortasında terk edilmiş verem Hastanesine çadır kurmak hmm benlik sanırım ama kurmadım tabi.Nedenine gelince kapısında yemek yerken bi muratyüz131 Kastamonu plaka bi araba içeri girdi.2 dakika sürmedi geri döndü.çıkarken durdurdum emicayı.Baba buralarda güvenli çadır kurabileceğim bi yer var mı dedim.Adam yüzüme bakarak Güvenli Dedi hani güvenliden kastın ne der gibi.Dayı hayvan saldırısına falan uğramayım(senin gibi iki ayaklı hayvanların) yakınında su olursa efsane olacak bi kamp yeri.Bilmiyorum Dedi çıktı yukarı doğru.içeride birşeyler karıştırdığını düşünerken biraz yukarı çıktı durdu araba sesi gitti bi anda.Bu kadar çabuk ses gidemez dedim.Bindim bisiklete yukarıya doğru çıkmaya başladım bi baktım biraz ötede arabadan inmiş öyle bekliyor baktı ben geliyorum bindi arabaya biraz daha ilerden geri döndü.Şüphe katsayısı iyice arttı.Ula jandarmaya haber mi vereyim derken başıma bela almayım bi süre daha buradayım dedim.Tırmanmaya devam derken sonra bi kulübe gördüm bahçe kapısı kilitlenmiş kullanılmayan Leyla oradan bahsetmişti zaten.Tam da hava kararmak üzereyken attım çadırı.Yakınında ağaca musluk takılmış bi su bile var.Soruyorlar ormanda tek başına korkmuyor musun elbette korkuyorum ama korkuyu da istiyorum bi yandan.Yolculuğun benim için anlamlarından biride bu.Yemeğimi yapıp kahvemi içip çadırıma girdim.Hava bi anda soğudu zaten.İyi ki Leyla dan kalın tulumu almışım dedim.Güzel bi uyku çektikten sonra sabah güneş ile birlikte güne başladım.kahvaltılık bi krem peynirim var o kadar.Azdavay merkeze giderim dedim.Biraz daha tırmanmaya devam ama hissediyorum eğim azalıyor tepe yakın derken biraz daha tırmanış sonra gerçekten tepeye geliyor ve çıktığım onca yolun inişi başlıyor.keyif aldığım yerler arasına giriyor güzergah.Hala serinlik devam ettiği için hemen yağmurluğu giydim ama üşüyerek iniyorum derken bi pikap çıktı önüme girdim rüzgarına indim aşağı kadar onunlan.Hop derken küçük bi ilçeye girdim ama böyle bakımlı turistlik bi yer.Küre dağları milli parkının hemen yakınında olduğundan biraz gelişmiş.Yöre sakinleri zaten hayvancılık ile uğraşıyor.Etrafında kanyonları olan bir ilçe.Rize nin Çamlıhemşin i diye adını koyduğum güzel ilçe.Bir lokantada çorba içip bilgi alıyorum.Kanyon soruyorum derken valla kanyonu ismi bir kez daha karşıma çıkıyor tabi.Dünyanın 2.en derin kanyonu valla kanyonu.Biraz uzakta ama asıl kanyon orası sözcükleri kulaklarıma çarpıyor.Sonra yola koyuldum önce Pınarbaşı sonra Ilıca şelalesi rotam.Ancak Pınarbaşı'ndan sonra yollar hep bozuk stabilize yol.milli parkın içine giriyorum biraz asfalt sonra yine bozuk biraz asfalt sonra yine bozuk hep böyle böyle gitti en son artık asfalttan iz kalmadı tabi.ılıcaya inerken bi sırt çantalı ile karşılaştım oda tek başına yollarda.Biraz sohbet ettikten sonra ben devam tabi.Şelaleye kadar indim.Orada farkettim ki Kastamonu gizli cennet zaten asmışlar sağa sola.Beğenmeye başladığımı itiraf edeyim.



                                                       Ilıca şelalesi

Oradan çıkarken çirkin bir olay ile karşılacağımı düşünmezdim.Lakin anlatmadan geçemeyeceğim.Şelale girişinde bir gözlemeci var çıkarken uğradım gözleme fiyatını başka ne olduğunu sordum.Yan tarafta bir masada yemek yiyorlardı salataları falan vardı.Salatada var mı dedim hayır yok dediler.Neyse çay ikram edersen yiyeyim abi dedim tamam dedi oturdum.O sırada yemek yedikleri masadan bir abi benimle konuşmaya başladı.Nereden geliyorsun napıyorsun falan diye.Anlatmaya başladım benimde soracaklarım vardı hoş sohbet başladı.Valla Kanyonu yolu ve orası hakkında sorular sormaya başladım.Masaya çağırdı tabi ve üzerine bi çatal getirin dedi.Ancak oda ne ben masaya geçer geçmez salata başta olmak üzere masadaki herşeyi kaldırdılar.Yok artık diye içimden geçirerek konuşmaya devam ettim.Alacağım bilgileri aldıktan sonra söylediği hesabı içine çayın parasını ve bu görgüsüzlüğünüz için para bıraktım umarım görgüyü bu para ile satın alabilirsiniz notunu iliştirip oradan ayrıldım.(Bunu yapmayı kafamdan geçirdim evet ama birşey yapmadan ayrıldım)Yani insanları öyle sıcak kanlıdır misafirperverdir falan diyemeceğim.Ne varsa kırsal kesim insanlarında var onlar misafirperver onlar cana yakın.
      O bozuk yollarda pedallamaya devam ettim sonrasında.Hedefim Valla Kanyonu lakin havada bi gülümsüyor bi yağmur atıyor ne yapacağını kestiremedim.Yağmurluğu giyince pişiriyor çıkarınca ıslatıyor derken yaklaşık 10-15 km sonra Valla kanyonun hemen önündeki köye geldim.

A
                                       Çadırıda aha buraya attum

    Köydeki bir gözlemeevi var yemekte yapıyor.(isim gitti işte hemen yazmayınca of)Abi yardımcı olmak için elinden geleni yaptı yedirdi içirdi,bilgi verdi giderken de gönlünden ne koparsa deyip çekildi kenarına.