15 Temmuz 2013 Pazartesi

Balık Bendi(Van-Erçiş)

              Ağrı'dan yola çıktım. Patnos ilçesine 77 km pedalladıktan sonra kendimi bir inşaat şantiyesinde buldum :D Geceyi de burada işçilerle beraber geçirdim ve inanın konuşulan sohbetleri mutlaka duymanız ve mutlaka buralara gelmeniz lazım.1 haftadır Kürt halkının içinde onları dinlemekle, anlamakla yolculuğuma devam ediyorum. Yöre köylerinde insanlar sizi gel otur yemek ye çay iç diye durduruyor. Ama hepsi iyi insan diye bir genelleme yapamıyorum çünkü yol boyunca taş atan çocuklar da vardı; ilçe merkezinde kafama hurma atan gençler de... Karadenizli olduğumdan bazı kesim insanlarda birazcık ön yargı da vardı.

                Neyse olayların detaylarını da anlatmayayım bana da bir şeyler kalsın. Patnos' dan sabah erken saatlerde ayrıldım ve Erçiş yoluna düştüm. Öğlen olduğunda Erçiş' e vardım. Depremden sonra ilçeyi merak ediyordum ancak ben ilçeyi gezemeden kafama hurmayı yedim ve oradan ilçe dışına doğru Van gölüne pedalladım. Yolda Balık Bendi diye bir yer olduğunu buranın önemli olduğunu söylediler. Ben de merakla geldim. Erçiş' ten Van yoluna çıkıp 15 km kadar gidince burayı bulmanız mümkündür.     
     
                Önemine gelince, sadece burada bulunan inci kefali diye bir balık türü var. Van Gölü' nde yetiştiğini söylediler. Sonra bir kaç kişi de Dünya'da sayılı yerde var dedi. Henüz ben de araştırmadım nerede var nerede yok diye. Sizlerle birlikte bende bunu yapacağım. Olay da şu: balıklar nisan ayından haziran ayının sonuna kadar Van Gölü sodalı olduğundan yumurtalarını bırakmak için göle gelen akarsulara akın ediyorlar ve burada taşlara sürtünerek yumurtalarını bırakıyorlar.
                                                  Tabi bu bahsettiğim aylarda su daha gür oluyor.

              İşin ilginç yanı ise burayı mahkumların işletmesi ve burada çalışmaları :D Sabahtan akşama kadar onları dinledim. Gayet misafirperver şekilde ağırladılar beni. Aralarında oruç tutanları da vardı, tutmayanları da. Ama bana yine ne varsa ikram ettiler.
               Sabah 08.30'da gelip akşam 11' de cezaevine gidiyorlar. O saatten sonra korucular burada parkın nöbetini tutuyor. Bu arada şu bilgiyi de vereyim: buraya giriş ücretli.
              Peki ya ben benden ne kadar alacaklar? Yaya desen yaya değilim; otomobil desen otomobil değilim hehe :D
             Söyledikleri tek laf: "Sen bizim misafirimizsin, para falan yok. Çadırı da at şuraya. Normalde suyu falan da kapatıyoruz ama bugün senin için açık tutacağız. Tuvaletler orada. Sabah biz gelmeden gitme vedalaşalım" hehe :d 
             Sabah kendileri buraya geldiğinde onlarla vedalaşıp Batman yoluna düşmüş olacağım.
Sevgiler,saygılar...

2 yorum:

  1. Batmana uğramadan mardinin nusaybin ilçesi diye bir yer var orada Beyaz su denen bir nehir var oraya uğramadan alabalık yemeden Hasankeyfe Batmana geçme derim ;)

    YanıtlaSil
  2. Şimdi durum şu biraz geride kaldım hızlıca geçmem lazım bir an önce bayramda Antalyada olmam lazım eğerki günümden çalmazsa mutlaka uğrar yerim ama şunu söylemeden geçemeyeceğim benim kırmızı pullu alabalığımdan güzel olabilir mi ki :d

    YanıtlaSil