18 Temmuz 2013 Perşembe

Tarihi Suya Gömemezsiniz! (Hasankeyf)

             Evet, başlıkta bahsettiğim gibi suya gömülmek istenen bir tarih var. Nerede biliyor musunuz? Batman Hasankeyf' te. İnsanlık tarihi için çok önemli ve eski bir yerleşke milli park olabilmek için 9 kritere sahip Dünya'daki tek yer ve buna rağmen burayı suyun altına gömecekler.
          İşte o muhteşem yer. Ancak devletimiz bu şehirin üst tarafını turizme kapatmış durumda. Amaçta şu: burası turizme kapatılırsa insanlar buranın su altında kalmasına izin verecekler çünkü bir gelir olmayacak. Ancak bunun yerine buranın turizm değerlerine yatırım yapılsa yapılacak olan barajdan daha çok gelir getireceği gerçeğini görülmüyor.Ilısu Barajı senelerdir yapılmaya çalışılıyor, insanlar seslerini çıkardıkça bişeyler iptal oluyor ama bir şekilde nasıl oluyorsa inşaat devam ediyor. Burada haklı bir mücadele var ve bizim de elimizden geleni yapmamız lazım. Kapatılan yere çıkmaya çalıştım, çıkarmadılar. Bende Hasankeyf' i yaşamak için köylerine çıktım. O dağ eteği boyunca mağaralara rastlamak mümkün :D
               Burası Hasankeyf' in köylerinden kilise ve Su Köyü. Bu görmüş olduğunuz yapıt ise tarihin en eski ibadethanelerinden biri. Köyde olduğu için bunlardan gelen turistlerin haberi bile yok zaten hayvanlar gölgelik olarak kullanıyor şu sıralarda bu yapıtları. Şimdi söyle bir durum var: reklamları yapılıp herkesin gördüğü bildiği pencereden yüzeysel olarak bakmak yerine bambaşka, bilinmeyen şeyleri sorgulamayı sevdiğim için köylere çıktım.Ve Doğu' ya girdiğim andan itibaren Kürt halkının içindeyim. Onların yaşam tarzını, hayata karşı bakışını, ezilmiş ruhlarını dinliyorum ve sizlere buralara gelip bu insanları dinleyin demekten başka birşey söyleyemiyorum. Bazen gözlerim doluyor çünkü. Ancak bunları söylemem yanlış bir kapıya çıkmasın; aralarında kötü amaçlı insanları da var.
              Köyleri gezdikten sonra kamp yapacağım yere geldim: Ekokeyf diye şirin bir yer var :D Orayı işleten insan da bir o kadar şahane bir insan. Yazının ilerleyen bölümünde kendisinden biraz bahsedeceğim. Ayrıca internet ve elektrik de var. Neyse kamp alanına girdim ve bir kalabalık var; böyle 12 kişilik bir grup. Ekojin diye Diyarbakırlı bir grup. Ekolojik yaşam destekçisi bir grup 5 günlük bir eğitim için gelmişler buraya; Perma Kültür diye bir uygulama için. Çok güzel insanlardı. Hemen beni de aralarına aldılar. Tanıştık, kaynaştık. Bisikletimle geldiğimi görünce tebrik ettiler beni. Ardından aralarından Diyarbakır'dan bisikletle gelen iki kişi çıktı :D hemen sohbet değişti.
                                                                   İşte o bisikletler...
           Akşam şarkılar eşliğinde sohbetler başladı ve son gün etkinlik değerlendirmesi yapıldı. Bunun için bir çember oluşturdular ve beni de bu çembere dahil ettiler :D
             Bende gözlemlerimi bu güzel insanlara anlattım. Sonrasında Ağustos ayında bir farkındalık yaratmak için büyük bir organizasyon ile 50 kişilik bisikletli bir grubun yola çıkacağını öğrendim. Malasef aralarına katılamıyorum. Kendilerine her şey için teşekkür eder, verdikleri mücadelenin destekçisi olduğumu bilmelerini isterim. Her ne kadar katılamasam da... Hayata bakış açılarımız temelde aynı ama farklı yerlerden bakıyoruz sadece. Ertesi gün kendilerini uğurladım. Hasankeyf'te o gün termometre 46 dereceyi gösteriyordu. Hissedileni siz düşünün. Ancak bu Ekokeyf' in güzel bir yanı var: bahçenin yukarı tarafında 2 m derinliğinde bir havuz var :D
              Batman' dan gelirken Hasankeyf Köprüsü'ne girmeden solda burası. Ben gün boyunca o havuzu kullandım serinlemek için. Akşam işletme sahibi Lokman Abi ile otururken bir anda kendimi kötü hissetim, ateşim çıktı Lokman Abi hep peşimde; nasılsın? iyimisin?.. Ardından sağlıkçı bir arkadaşımı aradı peşine beni havuza soktu ateşim düşşün diye.Sonra sazını aldı yanıma oturdu çalıp söylemeye başladı beni gözetleyip eğlendirmek için. Bir süre sonra ateşim düştü ardından tekrar yükseldi. Lokman Abi uyumuyor, beni iyi edene kadarda uyuyacak gibi gözükmüyordu. Başladık sohbete... Baktık ki olacak gibi değil, içi rahat etmedi 112' yi aradı. Gecenin bir yarısı ambulans geldi, bir iğne kendime getirdi beni. O zaman yatmaya gitti Lokman Abi. Bu bir insanlık örneğidir açıkçası. Tanışalı 2 gün olmuş hemde. Kendisine çok teşekkür ediyorum bu yüzden. 30 gündür yoldaydım ve ilk kez  hastalandım. Başıma böyle bir şey geleceğini biliyordum elbette ama şanslıydım bu konuda da.
           Sırasıyla Lokman Abi kardeşi Mazlum ve bir Samsunlu Çapulcu Emre. Ekokeyf bu güzel insanların işletmesinde.
               O kadar hastalıktan sonra ertesi gün kendime güvenemedim; halsizlik var. Hasankeyf'ten Midyat'a araçlarla geçtim. Şuan da Midyat'ta bir otelde kalıyorum dinlenip temizlenip yola devam edeceğim;
Saygılar, sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder